22 Eylül 2013 Pazar

Tarihte En Deli 11 Hükümdar



Tarihte En Deli 11 Hükümdar

 

Günümüzün politikacılarını çok beğenmiyor olabilirsiniz ancak tarih sahnesinde başımızdakilere şükrettirecek delilikte yöneticiler bulunuyor. Sizler için en şaşırtıcı ilk 11'i seçtik.

Günümüzün politikacılarını çok beğenmiyor olabilirsiniz ancak tarih sahnesinde başımızdakilere şükrettirecek delilikte yöneticiler bulunuyor. Sizler için en şaşırtıcı ilk 11'i seçtik.


1- Portekiz Kraliçesi 1. Maria: Protekiz Kraliçesi Maria'nın oldum olası tuhaf davranışlar sergilediği biliniyordu ancak 1786 yılında kocasının ölümüyle akıl sağlığını oldukça yitirdi. Üstüne üstük en büyük oğlu ve tek kızı da kocası ile aynı kaderi paylaşınca Maria'nın davranışları delilikte en üst seviyelere ulaştı. Fanatik bir dincinin durumu fırsat bilip kraliçeyi cehenneme gideceğine inandırması da deliliğine tuz biber ekti. Çocuk kıyafetleri giymekten hoşlanan Kraliçe bu durumuyla gülümsetse de bitmek bilmeyen çığlıkları oldukça şikayet alıyordu. 
1- Portekiz Kraliçesi 1. Maria: Protekiz Kraliçesi Maria'nın oldum olası tuhaf davranışlar sergilediği biliniyordu ancak 1786 yılında kocasının ölümüyle akıl sağlığını oldukça yitirdi. Üstüne üstük en büyük oğlu ve tek kızı da kocası ile aynı kaderi paylaşınca Maria'nın davranışları delilikte en üst seviyelere ulaştı. Fanatik bir dincinin durumu fırsat bilip kraliçeyi cehenneme gideceğine inandırması da deliliğine tuz biber ekti. Çocuk kıyafetleri giymekten hoşlanan Kraliçe bu durumuyla gülümsetse de bitmek bilmeyen çığlıkları oldukça şikayet alıyordu.

2- Fransa Kralı 6. Charles: Charles büyük olasılıkla bir manik depresifti ve sürekli manik ataklar geçiriyordu. Bir uşak mızrağını düşürdü diye 4 adamını kendi elleriyle katletmesi başka türlü açıklanamaz. Katliamdan sonra 2 gün komada kalan Fransa Kralı kemiklerinin camdan olduğuna inanıyordu ve kendi kendisini kırmamak için elbiselerinin astarlarına demir çubuklar eklettiriyordu.


2- Fransa Kralı 6. Charles: Charles büyük olasılıkla bir manik depresifti ve sürekli manik ataklar geçiriyordu. Bir uşak mızrağını düşürdü diye 4 adamını kendi elleriyle katletmesi başka türlü açıklanamaz. Katliamdan sonra 2 gün komada kalan Fransa Kralı kemiklerinin camdan olduğuna inanıyordu ve kendi kendisini kırmamak için elbiselerinin astarlarına demir çubuklar eklettiriyordu.


3- Almanya Kralı Otto: Aslında Otto ağabeyi 2. Ludwig'in deli olduğu iddiaları üzerine tahta geçmişti ancak kendisinin de akıl sağlığı mükemmel değildi. Kralın ihtişamlı bir sakalı vardı ve kestirmeyi kesinlikle reddediyordu. Uşakları sakalının boyunu kontrol altına alabilmek için o uyurken bu işlemi yapmak zorundaydılar. Kralın pek çok hayali arkadaşı vardı ve onlarla renkli sohbetler gerçekleştiriyordu. Kapılar konusunda çok hassastı ve kapalı kapıya tahammülü yoktu. Kazara kapatılmış bir kapının cezasını onu yumruklayarak veriyordu. Günümüzde kralın aslında harika bir akıl sağlığına sahip olduğu ancak politik nedenlerle deli olduğunun iddia edildiği de tartışılıyor.

3- Almanya Kralı Otto: Aslında Otto ağabeyi 2. Ludwig'in deli olduğu iddiaları üzerine tahta geçmişti ancak kendisinin de akıl sağlığı mükemmel değildi. Kralın ihtişamlı bir sakalı vardı ve kestirmeyi kesinlikle reddediyordu. Uşakları sakalının boyunu kontrol altına alabilmek için o uyurken bu işlemi yapmak zorundaydılar. Kralın pek çok hayali arkadaşı vardı ve onlarla renkli sohbetler gerçekleştiriyordu. Kapılar konusunda çok hassastı ve kapalı kapıya tahammülü yoktu. Kazara kapatılmış bir kapının cezasını onu yumruklayarak veriyordu. Günümüzde kralın aslında harika bir akıl sağlığına sahip olduğu ancak politik nedenlerle deli olduğunun iddia edildiği de tartışılıyor.
4- Eflak Voyvodası 3. Vlad: kazıklı Voyvoda olarak da tanıdığımız 3. Vlad gerçek bir deliydi ancak onun deliliği çocuk elbiseleri giymek ya da kapı yumruklamak kadar naif değildi. Vlad kazansa da kaybetse de savaşta aldığı esirleri kazığa geçirerek öldürmesiyle meşhurdu. Hatta Eflak'a sefer düzelneyen Fatih Sultan Mehmet'in başkentin girişine dizilmiş 20 bin kazığa geçirilmiş insan (kadın, erkek, çocuk) görüntüsüyle şok olduğu ve derin bir üzüntüye kapıldığı anlatılır. Yolda karşısına çıkan hayvanları bile kazığa ıturtan 3. Vlad'in vahşilikleri o kadar ileri boyuttadırki vampir konsepti başlı başına kendisinden ilham alır. 

4- Eflak Voyvodası 3. Vlad: kazıklı Voyvoda olarak da tanıdığımız 3. Vlad gerçek bir deliydi ancak onun deliliği çocuk elbiseleri giymek ya da kapı yumruklamak kadar naif değildi. Vlad kazansa da kaybetse de savaşta aldığı esirleri kazığa geçirerek öldürmesiyle meşhurdu. Hatta Eflak'a sefer düzelneyen Fatih Sultan Mehmet'in başkentin girişine dizilmiş 20 bin kazığa geçirilmiş insan (kadın, erkek, çocuk) görüntüsüyle şok olduğu ve derin bir üzüntüye kapıldığı anlatılır. Yolda karşısına çıkan hayvanları bile kazığa ıturtan 3. Vlad'in vahşilikleri o kadar ileri boyuttadırki vampir konsepti başlı başına kendisinden ilham alır.
5- İspanya Kraliçesi Juana: Prenses Juana ya da halkının ona taktığı isimle Deli Juana, tamamen ailesi tarafından organize edilmiş bir evlilik gerçekleştirmişti ama lakabı yakışıklı olan kocası Philip'e çok aşık oldu. (Portresini medya galerilerde görebilirsiniz.) O'na olan aşkı o kadar büyüktü ki kocası tifodan ölünce akıl sağlığını yitirdi ve kocasının naaşına aşk beslemeye başladı. Defalarca Yakışıklı Philip'in mezarını açtıran Juana kocasının kalıntılarını öpüp koklamaktan da geri durmadı. 

5- İspanya Kraliçesi Juana: Prenses Juana ya da halkının ona taktığı isimle Deli Juana, tamamen ailesi tarafından organize edilmiş bir evlilik gerçekleştirmişti ama lakabı yakışıklı olan kocası Philip'e çok aşık oldu. (Portresini medya galerilerde görebilirsiniz.) O'na olan aşkı o kadar büyüktü ki kocası tifodan ölünce akıl sağlığını yitirdi ve kocasının naaşına aşk beslemeye başladı. Defalarca Yakışıklı Philip'in mezarını açtıran Juana kocasının kalıntılarını öpüp koklamaktan da geri durmadı.
6- İsveç Kralı 14. Erik: 14. Erik gerçek bir paranoyaktı. Sürekli tahtının ele geçirileceğini düşünüyordu bu yüzden duyabileceği uzaklıkta gülümseyen, fılsıldaşan pek çok insanı idam ettirdi. Yönetimde fazla etkili olduğunu düşündüğü aile üyelerinin hepsini bir kaleye kapattı sonra da ölüme gönderdi. Bu acımasız katliamdan sonra 3 gün ortadan kayboldu. İlerleyen zamanlarda paranoyaları gerçeğe dönüştü ve kardeşi tarafından tahttan indirildi. Sonunu ise içine bolca zehir karıştırılmış bir tabak bezelye çorbası hazırladı. 
 6- İsveç Kralı 14. Erik: 14. Erik gerçek bir paranoyaktı. Sürekli tahtının ele geçirileceğini düşünüyordu bu yüzden duyabileceği uzaklıkta gülümseyen, fılsıldaşan pek çok insanı idam ettirdi. Yönetimde fazla etkili olduğunu düşündüğü aile üyelerinin hepsini bir kaleye kapattı sonra da ölüme gönderdi. Bu acımasız katliamdan sonra 3 gün ortadan kayboldu. İlerleyen zamanlarda paranoyaları gerçeğe dönüştü ve kardeşi tarafından tahttan indirildi. Sonunu ise içine bolca zehir karıştırılmış bir tabak bezelye çorbası hazırladı.

7- Rus Çarı 1. Fyonor: Babası Korkunç İvan'ın aksine Fyonor'un ülke yönetimiyle pek alakası yoktu. Kendisi daha çok boş bakışlarıyla tanınıyordu.  2 yaşındaki tek kızının vefatıyla kendisini tüm Rusya topraklarını gezmeye ve karşısına çıkan kiliselerin çanlarını çalmaya adadı. Zaten lakabı da Çançalıcı'dır. 
 7- Rus Çarı 1. Fyonor: Babası Korkunç İvan'ın aksine Fyonor'un ülke yönetimiyle pek alakası yoktu. Kendisi daha çok boş bakışlarıyla tanınıyordu. 2 yaşındaki tek kızının vefatıyla kendisini tüm Rusya topraklarını gezmeye ve karşısına çıkan kiliselerin çanlarını çalmaya adadı. Zaten lakabı da Çançalıcı'dır.

8- Bavyera Prensesi Alexandra Amalie: Prenses Alexandra aşırı boyutlarda bir temizlik delisiydi, bu yüzden sadece ve sadece beyaz kıyafetler giyiyordu. Bu hijyen takıntısının çocukluk yıllarında edindindiği ve kocaman camdan bir piyono yuttuğuna dair sanrılarıyla alakalı olduğu söyleniyor. 
 8- Bavyera Prensesi Alexandra Amalie: Prenses Alexandra aşırı boyutlarda bir temizlik delisiydi, bu yüzden sadece ve sadece beyaz kıyafetler giyiyordu. Bu hijyen takıntısının çocukluk yıllarında edindindiği ve kocaman camdan bir piyono yuttuğuna dair sanrılarıyla alakalı olduğu söyleniyor.

9- Osmanlı Padişahı 1. Mustafa: Kardeş katlinin meşru olmasından sonra getirilen kafes sisteminin ilk kurbanlarından biri olan 1. Mustafa tüm çocukluğunu ve ergenliğini küçük bir odada geçirmek zorunda kaldığı için akıl sağlığının bozulması gayet normal karşılanabilir. Sürekli bir öldürülme paranoyası içinde yaşayan padişahın sarayın kapılarını çalıp öldürülen Genç Osman'ı aradığı bilinen bir gerçek. 

7 Eylül 2013 Cumartesi

4 AĞUSTOS İFTAR ZAMANI

































LİMAON SUYU VE SARIMSAK MUCİZESİ


BUNU YILDA BİR KEZ MUTLAKA YAPIN..
(Doktorunuza danışın size uygun mu diye)

Bitkilerle doğal tedavi yöntemine son derece önem veren Rus tıp dünyası, bu formülüyüzlerce yıldır kullanıyor ve son derece başarılı sonuçlar elde ediyor.
Limon suyu ve sarımsakla yapılan karışım, damar sertlikleri, damar yağlanması, damar tıkanıklıkları ve tansiyon gibi sorunları kalıcı olarak ortadan kaldırıyor.

Türkiye’deki bazı doktorlar da hastalarına bu formülü öneriyor.

EVİNİZDE KENDİNİZ YAPABİLİRSİNİZ..

İhtiyacınız olanlar:

- 2 Litre hiç su katılmamış sıkılmış limon suyu

- 40 diş soyulmuş ve ezilmiş sarımsak (Mümkünse Anadolu’da yetiştirilmiş ithal olmayan sarımsaklardan)

- Ağzı sıkı kapanan koyu renkli bir kavanoz

HAZIRLANIŞI

2 Litrelik kavanoz ya da pet şişeyi dolduracak kadar limon satın alın. Limonların suyunu iyice sıkıp şişeye doldurun. Soyulmuş 40 diş orta boy sarımsağı yıkamadan ve ezerek limonun içine atıp şişenin kapağını sıkıca kapatın.

25 gün boyunca normal ılık bir yerde tutun ve her gün birkaç kez çalkalayın. Yaklaşık 25 gün sonra sarımsakların limon suyunun içinde eridiğini göreceksiniz.
25 gün sonra hazır hale gelen karışımdan her sabah kahvaltıdan yarım saat önce yarım çay bardağı için. Bunu her gün düzenli olarak ve mümkünse aynı saatte yapın. Bu karışımın içine asla başka bir madde (şeker, tuz, tatlandırıcı vs. katmayın)

KANITLANMIŞ FAYDALARI

1- Tüm damar iltihaplarını (vasküler) tedavi ediyor, tıkanan damarları açıyor, damar sertliklerini ve hipertansiyonu önlüyor.
2- Kolesterol ve lipidi düşürüyor, zararlı yağların yakılmasını sağlıyor, kilo verdiriyor (bazal metabolizmayı hızlandırıp yağların yakılmasını sağladığı için iştahı açıyor.), vücuttaki şeker oranını dengeliyor, pankreasin yenilemesini sağlıyor.
3- Böbrek ve safra taşlarını eritiyor, idrar söktürüyor, vücuttaki şişkinliği yok ediyor ve dokularda ödem oluşmasını engelliyor.
4- Helycobeacter pylori adlı ülser mikrobunu öldürerek mide ve on iki parmak bağırsağı ülserinin kesin tedavisini yapıyor.
5- Tüm romatizmal iltihabi önleyor, her tür romatizmal ağrıları dindiriyor, kireçlenmeyi önlüyor, eklem yüzeylerinin yenilenmesini sağlıyor ve her türlü ağrıyı kesiyor.
6- Beyin hücreleri ve tüm sinir sistemlerini yeniliyor, sinirdeki aksiyon potansiyelini düzenleyip ileri-refleks hızını artırıyor, felç ve inme riskini azaltıyor.

6 Eylül 2013 Cuma

VİTAMİN ALFABESİ


VİTAMİN ALFABESİ

Görme bozukluğu, kansızlık, stres, uykusuzluk, cilt problemleri… Vücudumuzda meydana gelen ani değişimler ve anlamlandıramadığınız hastalıklar, vitamin eksikliğinden kaynaklanabiliyor.

Memorial Etiler Tıp Merkezi Dahiliye Bölümü’nden Uzman Doktor Murat Görgülü, “Vitaminler büyüme, hücre yenilenmesi ve enerji üretimi için vücuda gerekli olan maddelerdir. İnsan vücudunda sentezlenemez; sentezlense bile yeterli olamadığı için dışarıdan gıdalar veya preparatlar yardımıyla alınması gerekir” diyor.

Vitaminler yağda eriyen A, D, E, K Vitaminleri ve suda eriyen B Vitamini grupları, C Vitamini olmak üzere iki gruba ayrılır. Peki hangi vitamin ne işe yarıyor.

 
A VİTAMİNİ: Havuç, ıspanak, marul, portakal, erik, maydanoz, kereviz gibi meyve ve sebzelerde bulunur. Eksikliğinde özellikle “gece körlüğü” dediğimiz görme bozukluğu, cilt, tırnak ve saçlarda bozulma görülür.

 
 D VİTAMİNİ: Süt, süt ürünleri ve balıkta bulunur; bir miktar da güneş ışığından cilt yoluyla sentezlenir. Eksikliğinde “osteomalazi” denen kemik hastalığı görülür.
 
E VİTAMİN İ: Kuru yemişlerde ve sıvıyağlarda bulunur. Antioksidan etkisi vardır. Eksikliğinde kansızlık görülür.

 
 K VİTAMİNİ: Yeşil sebzeler, çay ve karaciğerde bulunur. Bir miktar da bağırsak bakterileri tarafından üretilir. Eksikliğinde kanın pıhtılaşması bozulur ve kanamalar olur.

 
 C VİTAMİNİ: Özellikle turunçgillerde bulunur, yeşil sebzeler ve patateste de vardır. Eksikliğinde ciltte bozulma, yaralarda geç kapanma, enfeksiyonlarda ağırlaşma görülebilir.

 
 B1 VİTAMİNİ: Yumurta ve karaciğerde bulunur. Yetersizliğinde iştahsızlık, kas güçsüzlüğü, birçok değişik cilt hastalığı görülebilir.

 
 B2 VİTAMİNİ: Tahıl ürünleri, et ve karaciğerde bulunur. Eksikliğinde kansızlık, ağız kenarı yaraları, sinir hastalığı ve cilt hastalıkları görülür.

 
 B3 VİTAMİNİ: Et, balık ve kuru yemişlerde bulunur. Eksikliğinde “pallegra” denilen cilt ve sinir hastalığı görülür. Ayrıca sindirim bozuklukları oluşur.

 
 B5 VİTAMİNİ: Karaciğer, yumurta, baklagiller ve bazı sebzelerde bulunur. Yetersizliğinde yorgunluk, kas ağrıları ve güçsüzlüğü, çarpıntı, terleme, mide ağrısı, kusma, ishal, uykusuzluk, stres ve sinirlilik sıkça görülür. Ayrıca egzama ve alerji gibi cilt hastalıklarında da artış gözlenir, enfeksiyonlar daha ağır seyreder.

 
 B6 VİTAMİNİ: Et, sebze ve tahıllarda bulunur. Protein metabolizmasının temel vitaminidir. Yetersizliğinde kas ağrıları, güçsüzlük, kansızlık, ağız ve göz çevresinde yaralar gözlenir.

 
 B12 VİTAMİNİ: Kırmızı et ve karaciğerde bulunur. DNA metabolizmasının temel vitaminidir. Eksikliğinde kansızlık, sinir sisteminde bozulma, dengesizlik gözlenir.

 
 FOLİK ASİT: Bir çeşit B Vitaminidir. Yeşil sebzeler, bira mayası, karaciğer ve yumurtada bulunur. Eksikliğinde kansızlık, hâlsizlik, kas ağrıları gözlenir.